13 yaşındayken babasının teşvikiyle çıktığı ilk sahneden bugüne, kalbimizdeki yerini hiç kaybetmedi Esra Öztürk… O gün bugün durmadan üretmeye, söylemeye, anlatmaya devam etti. Türk Halk Müziği’nin güçlü yorumcusu olarak adını yıllar içinde saygı ve sevgiyle duyurdu; sazıyla, sözüyle, sesiyle bir nesle türküyü yeniden sevdiren kadınlardan biri oldu.
Müzik yolculuğu, önce bir müzik akademisiyle başladı, ardından Arif Sağ Müzik Okulu’nda aldığı bağlama dersleriyle şekillendi. Sazını da tıpkı sesi gibi konuşturan Öztürk, sadece türkü söylemekle kalmadı; kimi zaman sazı ile sahnede eşlik etti, kimi zaman genç seslere yol gösterdi.
30 yıllık sanat yaşamını şimdi çok özel bir projeyle taçlandırıyor. İstanbul’a dönüş hazırlıkları yaparken bir yandan da “30. sanat yılımda, 30 ayrı sanatçıyla 30 düet” diyerek büyük bir heyecana yelken açtı. Üstelik bu isimler arasında sadece Türk Halk Müziği değil; pop, caz, rap ve sanat müziği dünyasından da sürpriz isimler yer alıyor. Projeye dair ilk okumalar başladı bile… Sürprizler büyük, heyecan dorukta.
Her ne kadar Türk Halk Müziği sanatçısı olarak tanınsa da, zaman zaman seslendirdiği arabesk eserlerle de büyük beğeni topladı. Repertuarındaki bu renkli geçişler, onun çok yönlü bir sanatçı olduğunun da göstergesi oldu. Önümüzdeki hafta ise dinleyicilerini bir başka sürpriz bekliyor: Esra Öztürk, bir pop şarkısıyla hazırladığı single çalışmasını tamamlamak üzere… Yeni eseriyle farklı bir kulvarda da müzikseverlerin beğenisine hitap etmeye hazırlanıyor.
Müzik dünyasına birçok albüm ve sayısız tekliyle katkı sunan Esra Öztürk, en son “Gurur” adlı fantezi tarzındaki teklisiyle sevenlerinin karşısına çıktı.
“Hiçbir tarza karşı tutucu değilim,” diyor içtenlikle. “Türkülerin değeri yüzyıllar boyunca sürecek ama popüler kültür zaman zaman üzerini örtebilir. Sahnede her tarzı severek okuyorum.” Bu sözler, onun ne kadar evrensel bir sanat anlayışı taşıdığının da en güzel kanıtı.