GÜNCEL

Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali sona erdi

Gastronomi ve sinemanın buluşma noktası Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali, 25 Mayıs Pazar günü sona erdi. Urla’da bu sene ilk kez düzenlenen festival 3 gün boyunca söyleşi, atölye, ustalık sınıfı, tadım etkinlikleri ve film gösterimleri etkinliklerine ev sahipliği yaptı.

“Sofradan Beyaz Perdeye: Yemek ve Sinemanın Buluşma Noktası” temasıyla bu sene ilk kez hayata geçirilen Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali, üçüncü günde düzenlenen etkinliklerle noktalandı.

Katılımcıları gastronomi ve sinema odaklı birçok etkinliklerle buluşturan festivalin son gününde Açık Perde Kısa Film Seçkilerinden; “Yağmurlu Kentin Altın Suyu: Çay, Suriye Mutfağı: İstanbul’da, Kargı, Apicus’un Sofrası, Yerüstü Yeraltı, Sinema ve Mutfak Kültürü, Kargı, Şehr-i Lezzet, Makarna ya da Mutluluk Üzerine, Apicus’un Sofrası” filmlerinin gösterimleri yapıldı. Giovanni’s Smyrna ve SIDEWAYS filmleri de festival katılımcılarının beğenisine sunuldu.

Urla’da Lezzet, Sinema ve Söyleşi Dolu Bir Final

Festivalin son gününde de birçok söyleşiye düzenlendi. Yönetmen Söyleşisi’nde Prof. Dr. Ragıp Tarancı, Yerel Gastronomi Ve Yerel Eşlikçiler etkinliğinde Meriç Sever, Gastronominin Görselliği etkinliğinde Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçbay ve Doç. Dr. Ahmet Uhri, Umursayan Bir Flanör İle Beyoğlu’nun İzinde etkinliğinde Umut Talu, Başroldeki Mutfaklar etkinliğinde Serdar Akar, Erkan Can, Ebru Korali, Güven Kıraç, Pıeter Bruegel’in “Karnaval Ve Oruç Arasındaki Savaş” Tablosu Üzerine etkinliğinde İsmail Ertürk, Ahmet Güzelyağdöken ve Yan Yollar Ve Karşılaşmalar etkinliğinde de Erkan Can, Güven Kıraç, Ceylan Ertörer Diaz ve Ercan Kesal festival katılımcılarıyla bir araya geldi.

Sine Sınıf etkinlikleri kapsamında ise Fadik Sevin Atasoy’un katılımıyla “Oyunculuğa Bütünsel Yaklaşım” etkinliği düzenlendi. Ayrıca Sine Ustalık Sınıfı etkinliğinde de Yeşim Ustaoğlu festival katılımcılarıyla bir araya geldi.

Festivalin son gününde de “Tasty Cinema” ile katılımcılar, film izleme deneyimini çoklu duygularla zenginleştiren özgün bir etkinliğe katılma fırsatı buldu.

Festivalin Son Gününde de Birbirinden Değerli Konuklar Ağırlandı

Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali kapsamında düzenlenen “Yerel Gastronomi ve Yerel Eşlikçiler” etkinliğinde konuşan Meriç Sever, yerel gastronominin kültürel ve politik boyutlarına dikkat çekti. “Türk mutfağı”, “Ermeni mutfağı” gibi kategorilerin yeterince kapsayıcı olmadığını belirten Sever, yemek kültürünün esasen coğrafi ve sosyoekonomik etkileşimlerle şekillendiğini vurguladı. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte mutfak kültürünün merkeziyetçi politikalarla biçimlendiğini anlatan Sever, bölgesel farklılıkların uzun süre gölgede kaldığını ifade etti. Günümüzde ise yerel ürünlerin ve tariflerin yeniden değer kazandığını, ancak bu dönüşümde içecek kültürünün hâlâ yeterince görünür olmadığını dile getirdi. Sever, gastronomiyi yalnızca tabakta değil, tarihsel ve kültürel bağlamıyla birlikte düşünmenin önemine dikkat çekti.

Festival kapsamında düzenlenen söyleşi etkinliklerinde Yönetmen Prof. Dr. Ragıp Tarancı ve Giovanni Ercolani ise şunları Tarancı filmi şans eseri bir doğum gününde Giovanni ile tanışıp, ona bir belgesel çekmek istediğini söylemesi üzerine bu mecraya başladıklarını aktarırken Giovanni ise “İzmir’de koku yok, müzik var beni İzmir’e bağlayan şey o müzik olmuştu. Tüm sesler birleştiğinde bir müzik ortaya çıkıyor.” dedi.

Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali kapsamında düzenlenen “Gastronominin Görselliği” etkinliğinde konuşan Prof. Dr. Mehmet Ali Kılıçbay, gastronominin sadece yemekle değil, aynı zamanda sınıf, kültür, tarih ve ideolojiyle ilişkili çok katmanlı bir alan olduğunu vurguladı. Sever, sinema örnekleri üzerinden yemek sahnelerinin sınıfsal ayrımları, toplumsal dönüşümleri ve sembolik anlamları nasıl yansıttığını çarpıcı örneklerle ortaya koydu. Amerikan filmlerinde fast food kültürünün, İngiliz yapımlarında ise sofra düzeni ve hizmet hiyerarşisinin öne çıktığını belirtti. Fransız ve İtalyan sinemasında yemek sahnelerinin zaman zaman ölüm, haz, sefahat ve çöküş metaforlarına dönüştüğünü ifade eden Sever, “mutfak”ın aslında bir sahne olduğunu söyledi. Tarihsel gerçekliklerin ihmal edildiği sinema örneklerine de değinen Sever, gastronomik unsurların yalnızca damakta değil, kültürel hafızada da iz bıraktığını dile getirdi.

Doç. Dr. Ahmet Uhri ise Salvador Dali’nin gastronomi kitabı üzerinden sanat ve yemeğin ilişkisini anlattı. “Issız Adam” filmine dair de değerlendirmelerde bulunan Uhri, bu filmin Türkiye’de gastronominin sinema aracılığıyla popülerleşmesinde önemli bir kırılma noktası olduğunu söyledi. Filmdeki karakterlerin yemekle kurduğu duygusal ve simgesel bağın altını çizen Uhri, özellikle havuçlu tarçınlı kek sahnesinin tarifin asla verilmemesiyle izleyicide bir merak ve eksiklik hissi yarattığını belirtti.

İlgili Mesajlar

1 of 1.360