Günlük hayatımızın akışı dışında yaşadığımız olaylarla karşılaştığımızda verdiğimiz sözde anormal tepkiler, yaşadığımız olaylar karşısında oldukça sağlıklı tepkilerdir.
Önemli olan yaşanılan süreci kabullenip, sağlıklı adımlarlaTravma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) alanında uzman Nöroloji, Psikolog, Psikiyatristlerle doğru tedavinin oluşturulması ve uygulanmasıdır.
Biz de özellikle öğrenciler ve günümüzde birçoğumuzda yaşanan Dikkat Dağınıklığı ve Konsantrasyon Problemleri için Nişantaşı’ndaki Doctor Center kurucusu, Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Serdar Dağ ve Uzman Psikolog Beyza Dağ, Dikkat Dağınıklığı ve Konsantrasyon Problemleri ve çözümünü anlattı.
Yoğun tempoda dikkat Dağınıklığı ve Konsantrasyon Problemlerinin nedenleri ve Sağlıklı Çözüm Yolları Günümüzde özellikle kurumsal iş hayatında çalışan gençlerde, üniversiteye hazırlanan öğrencilerde ve üniversite öğrencilerinde en sık karşılaşılan sorunlardan biri işe odaklanamama, konsantrasyon kaybı ve dikkat eksikliğidir. Bu durum yalnızca kişinin günlük verimliliğini değil, psikolojik iyi oluşunu da ciddi şekilde etkileyebilir.
Dikkat eksikliği birçok nedene bağlı olarak gelişebilir:
Genetik yatkınlık, düzensiz ve yetersiz beslenme, yoğun stres, uyku bozuklukları, hareketsiz yaşam tarzı ve duygudurum bozuklukları en önemli nedenler arasında yer alır. Özellikle depresyon, motivasyon ve odaklanma kapasitesini düşüren en temel psikolojik faktörlerden biridir. Bu nedenle dikkat eksikliği belirtileriyle başvuran bireylerde depresyon gibi ruhsal durumların da mutlaka değerlendirilmesi gerekir. Beslenme, dikkat ve odaklanma üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. İşlenmiş gıdalardan zengin, rafine şeker içeriği yüksek bir diyet yerine omega-3 yağ asitleri, B vitaminleri ve antioksidanlardan zengin dengeli bir beslenme planı zihinsel performansı artırabilir.
Spor nörokimyasal dengeleri iyileştirerek dikkat süresini uzatır
Spor, kan dolaşımını hızlandırarak beyne daha fazla oksijen gitmesini sağlar ve nörokimyasal dengeleri iyileştirerek dikkat süresini uzatır. Ne yazık ki bu sorunlarla başa çıkmak isteyen pek çok kişi çözümü kırmızı reçeteli, bağımlılık potansiyeli yüksek dikkat artırıcı ilaçlarda arıyor. Oysa bu ilaçlar, doğru tanı ve hekim takibi olmadan kullanıldığında kişide bağımlılık gelişmesine yol açabilir.
Başlangıçta iyi niyetle kullanılan bu ilaçlar zamanla psikolojik ve fizyolojik bir zorunluluğa dönüşebilir. Sitikolin, vücudun doğal olarak ürettiği bir maddedir. Beyindeki iki hücre arasındaki iletişimi artırarak dikkat, konsantrasyon ve algılama kapasitesinde önemli bir iyileşme sağlar. Özellikle dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğü yaşayan bireylerde zihinsel performansı destekler. Kırmızı reçeteyle verilen ve bağımlılık riski taşıyan ilaçların aksine Sitikolin bağımlılık yapmaz; tedavi edici etkisiyle ön plana çıkar. Bu özelliği sayesinde Alzheimer hastalığı ve çeşitli beyin hasarlarında da tamamlayıcı bir destek olarak kullanılmaktadır. Ancak bu tür destekleri kullanmadan önce dikkat eksikliğinin gerçekten mevcut olup olmadığının tespiti çok önemlidir. Bu nedenle genç bireylerde dikkat eksikliği, hiperaktivite, zamanlama sorunları ve dürtüsellik gibi bilişsel işlevleri değerlendirmek için MOXO dikkat testi uygulanması önerilir.
Her bireyin ihtiyacına uygun bir yol haritası belirlemek için bu tür ölçümler oldukça kıymetlidir. Unutmayalım; dikkat eksikliği bir sonuçtur, neden değil. Nedeni bulmadan yapılan her müdahale yalnızca geçici bir çözüm sunar. Kalıcı iyilik hali için bütüncül bir yaklaşım şarttır.