Bodrum’a özgü olan Gulet, görselliği, rahatlığı, konforu ve statik emniyetiyle kendiliğinden oluşan bir marka oldu. Dünya sularında Bodrum Gulet’i olarak bilinir.
Yedi yıldır Bodrum’a ve deniz ile faaliyeti olan herkese hizmet veren, 19 yıllık tecrübesiyle sektörün önemli isimlerinden birisi olan Bodrum Deniz Ticaret Odası Başkanı Orhan Dinç’i Bodrum’daki makamında ziyaret ettik. Başkan Orhan Dinç ile deniz turizminden yat üretimine, ticaret odası olarak verdikleri hizmetlerden gerçekleştirmek istedikleri hedeflere kadar bir çok konuyu konuştuk.
Sayın başkan, aynı zamanda bir iş insanısınız. Öncelikle sizi tanımak isteriz.
Ben 53 yıllık, Bodrum deyimiyle ‘Gayık’ ustasının oğluyum. İnşaat mühendisliği okudum ama kendimizi bildik bileli teknelerin, kerestelerin, ihalelerin arasında büyüdüm. Baba mesleğini devam ettiriyoruz. Şu anda Roda Yacht Tersane ortaklarındanım. Bodrum’da hem bakım onarım hem imalat faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bodrum’daki değerli büyüklerimiz, kardeşlerimiz bizi başkanlığa layık gördüler. Bizler de hizmet etmeye çalışıyoruz. Bu yedinci yılımız.
Röportaj yaptığımız bu bina eski Bodrum Ticaret Odası binasıydı. Burada Mahmut Kocadon başkanımızla 3 dönem meclis üyeliği tecrübesi edindim. Sektörün, odacılığın çok genç yaşlardan bu yana içindeyim. 19 yıllık tecrübem var.
Deniz Ticaret Odası olarak Bodrum’un öncelikli ihtiyaçları ve sıkıntıları nedir?
Burası Akdeniz çanağının da deniz trafiğinin çok yoğun olduğu bir bölge. Osmanlı tersanelerinin bulunduğu bir yer. Gerek gastronomi gerek imalat gerek tarih ve doğa olarak çok öncelikli bir nokta. 81 ilden ve en az 25 ülkeden insanların yaşadığı bir yer. Mavi yolculuğun başladığı bu balıkçı kasabasında tersaneler de kendilerini yeniledi. Mavi yolculuğa hizmet veren bir sanayimiz var. Bu hızlı büyüme birçok sorunu da beraberinde getirdi. Özellikle pandemide tekne sayısı iki katına çıktı. Bağlama sorunu için Deniz Ticaret Odası’nda genel başkanımızın desteğiyle Bodrum İçmeler bölgesinde 600 teknelik bağlama alanı için izinlerin bir kısmını aldık. Bu alanın işletmecisi ve ortakları, ekmeğini denizden kazanan insanlar olacak. Bunu bakanlığımıza sunduk ve ön izni verdiler.
Eski ustalarımız bundan 17 yıl önce Milas’ta devletimize ait bir hazine arazisi için başvuruda bulundu. Günümüzde 1200 teknenin kışlama yapabileceği, 32 tersanenin bakım onarım yapabileceği bir tesis oluştu. 3-4 ay önce açıldı. Kışlama sorunu tamamen çözülmese de büyük oranda çözüldü. Bağlama alanını da çözersek, geriye bir tek şey kalıyor, o da kendimizi tanıtma. Bu konuda gerek imalat gerek bakım onarım gerekse de mavi yolculuğun Türkiye’deki merkezi olan Bodrum’da bir boat show yapmayı arzu ediyoruz. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’la birlikte İMEAK Deniz Ticaret Odası olarak 2025’in ekim ayında yapmayı planlıyoruz.
İstanbul’da boat show yapılıyor. Üreticiler tanıtım yapıyor. Sizin yapmayı planladığınız nasıl bir organizasyon olacak?
Biz 2005 yılından bu yana gerek İstanbul gerek Avrupa’daki boat show’lara katıldık. Ama oralarda kendimizi iyi ifade edemedik. Çünkü ürettiğimiz teknelerin boyutları çok büyük. Kalitemizi gösterebilmek için müşterileri, misafirleri tekneye çıkarmamız gerekiyor. Ancak bizim teknelerimiz buraya sığmıyor. Biz denizde, liman içerisinde boat show yapmak istiyoruz. Bunun Monaco’da, Cannes’da, Genoa’da örnekleri var.
Bodrum’da kaç tekne imalatçısı var. Kaç metreden kaç metreye kadar ne tür tekneler üretiliyor?
2008 krizinden önce 46 yat imalatçısı vardı. Biraz toparlanma sürecine girdik. Şu anda Bodrum’da 20’ye yakın imalatçı firma kaldı. Bununla birlikte Bodrum’da kayıtlı tekne sayımız 15 bin adedi buldu. 15 bine karşılık 3 bin 500 adet bağlama kapasitemiz var. 11 bin 500 adet bağlama yeri açığımız var. Marina dediğimiz zaman hem barınma hem karaya çekme noktası hem de alışveriş alanı. Bizim bağlama noktası dediğimiz denizde bağlama alanı diyoruz. Marina daha farklı bir şey.
Bodrum’da 3 marina var. Bu marinaların toplamda 1500’e yakın kapasitesi var. Belediyelerimizin işlettiği limanlar da var. Yokuş başından gelince tekneden denizi göremezsiniz. Buraya 5 marina da yapsanız yine yetmez. Ama hem doğayı tahrip etmek istemiyoruz hem koylarımız azalsın istemiyoruz hem yeraltı canlılarını önemsiyoruz hem de bağlama sorunumuz var. İşte bunları teraziye koyup doğru işi yapmamız lazım.
Oda olarak kendinizi tanıtma adına beklentileriniz var mı?
Yat imalatçıları olarak Avrupa standartlarında üretim yapıyoruz. Özellikle İtalyan sertifikası dediğimiz Rina Class, Fransız Bureau Veritas’ı bizim yat imalatçılarımız, yetenekleriyle bu sertifikaları çok rahat alabiliyor. Ancak Avrupa’da birçok ülkede ön yargılara maruz kalıyoruz. Burada gelip gördüklerinde hayran kalıyorlar, başkasına öneriyorlar, fiyatlarımız çok iyi geliyor kendilerine. Ama Avrupa’da da servis ağımızı oluşturmamız gerekiyor. Burada gelip “Biz sizden neden tekne alalım? Benim motorumun kontağı çalışmadığı zaman, lamba çalışmadığı zaman servisiniz ne kadar süre içinde gelecek?” diye soruyorlar. Bu da ciddi bir ekonomik altyapı ve üretim adedini ortaya koyuyor. Bizler terzi gibi çalışıyoruz. Onlar seri kalıplarla yılda 2 bin tekne yapan büyük şirketler. Biz tamamen el işçiliğiyle yapıyoruz. Babam 53 yılda 120’nin üzerinde tekne yapmış, Avrupa’da bir firma yılda bin tane yapıyor.
Bodrum’un en meşhur tekne tipi nedir?
Gulet’tir. Bodrum Gulet’i olarak eski büyüklerimizin çabasıyla bu markayı ihraç ettik. Görseliyle, rahatlığıyla, konforuyla, statik emniyetiyle kendiliğinden oluşan bir marka oldu. Bir gulet, boyuna göre değişir ama 24-30 metrelik olunca neredeyse 1,5-2 yılda üretiliyor. Ama bir namı var. Dünya sularında Bodrum Gulet’i bilinir. Katar’da bile gördük.