Kitabımda hayatın düşüncelerimizden ibaret olduğunu ve kolaylıkla isteklerimizi kendimize çekebileceğimizi anlatmak istedim
Davranış Bilimleri Uzmanı ve Spiritüel Yaşam Koçu Kumru Köseler, aynı zamanda Kişisel Gelişim Uzmanı, eğitmen ve bu unvanlarına yeni yazdığı ‘Sihirli Dilek Defteri’ kitabı ile yazarlığı de eklemiş bir iş insandır. Mesleği gereği ülkemizin dört bir yanında kişisel gelişim seminerleri vermektedir. Kumru Köseler’e piyasaya yeni çıkan kitabını sorduğumuzda; “‘Sihirli Dilek Defteri’ kitabını, insanların niyetlerini kendilerine kolayca çekebilmelerini sağlamak için yazdım. Düşüncenin gücünü bu kitapta görebilirsiniz. Hayatın düşüncelerimizden ibaret olduğunu ve kolaylıkla isteklerimizi kendimize çekebileceğimizi anlatmak istedim.” Dedi ve şöyle devama etti…
Bu defter pusulam oldu yolumu bulduran, karanlıklar içerisinde ki çocukluğumu aydınlatan, bana dayanma gücü veren, umudumu her daim canlı tutan. Ben hayata hayalle tutundum. Hayallerimi gerçekleştiren bir sihir bu defter benim için. Tekamül yolculuğunda almam gereken mesajları almama vesile olan ve bunun için farklı rollere bürünen insanları ve kendimi tanımam için bir aynaydı. Dilerim sihirli dilek defteri benim ve daha birçok kişinin hayatına kattığı mucizeleri sizlere de yaşatsın. Lütfen soruları tüm samimiyetinizle cevaplayın. Bu soruları cevaplarken özünüze doğru içsel bir yolculuğa çıkacaksınız. Buraya yazdığınız; Evrensel sistemde doğru kabul edilen, birlik, beraberliği bozmayan, sizi karmaya sokmayacak her şeyin gerçekleşmesini ve bu gerçekliğin hayatınıza huzur, bereket, mutluluk getirmesini diliyorum.
Hayat her zaman bildiğimiz yerden gelmez. Ölürken bile ölmeyi öğreneceğiz, öğrenmeler hiçbir zaman bitmeyecek. Bu kadar kaygı endişe niye? Yolun sonu yok. Nereye yetişmek istiyorsan hepsi içinde. Her gecenin bir sabahı var. Her gün yeniden doğuyoruz, yeniden yaşamak ve niyetlerimizi gerçekleştirmek için. Her günün yeni bir şans olduğunu görmüyor musun? Oysaki teslim olsan, tekamül yolculuğunda yaptıklarının karşılığını alacağını bilsen, bu kadar kaygılanır mıydın? Zirveye yükle çıkılmaz atın üstünüzdeki yükleri. Unutmayın hayat vazgeçince başlar!
Bu defter sana unuttuysan seni hatırlatacak. Kaybettiysen bulduracak. Hiç tanışmadıysan tanıştıracak. Kısaca hayatına açılan bir kapı ve ruhunun dili olacak. Geldik gidiyoruz. Yaşattık, anılar topladık, yitirdik kaybettiklerimizde oldu bitirdiklerimizde, çaresizliğimizde oldu çaresizleştirdiklerimiz de.
Pes etmedik. Her gün yeniden uyandık, yeniden başlattık, fabrika ayarlarına defalarca gen döndük. Tekrar uygulamaları yükledik, uygulamaları kullanmayı yeniden öğrendik. Her gecen gün ömrümüze bir mucize ekledik, hep kendimizi aradık, hep kendimize çıktı bütün yollar. Başkaları için yaptığımızı savunduğumuz her şey, kendimizeydi oysaki. Sevmelerimiz, sevişmelerimiz, gülmelerimiz, ağlamalarımız, maddi manevi tüm beklentilerimiz sadece kendimizeydi. İnsanız biz benciliz. Nefsimiz var ve bilinçaltımızda biriktirdiklerimiz. Zaman bize er ya da geç kendimizi bulma yolculuğuna çıktığımızı öğretti. Kimi var bu dünyaya geldi geçti, kimi var bu dünyaya geldi, iz bıraktı da geçti, kimi var bu dünyada hala yaşıyor, hala kendini arıyor. Karmalar, blokajlar, çakralar, auralar, enerjiler hepsi bir bütün, hepimiz bir bütünüz.
Tüm enerjiler birbirine karışıyor aslında. Tekiz, biriz. Hiç birimiz birbirimizden ayrı değiliz. Evet bizden bir tane var bu dünyada ama hepimiz bu dünya yolculuğunda birbirimizin bir eşiyiz, bunu bilsek bunu anlasak direnmeyeceğiz tüm gerçekliğiyle kabul edeceğiz kendimizi ve olması gereken ne ise onu teslim edeceğiz…
Ayna
Ne ekersen onu biçersin demiş atalarımız. Hiç bu sözü oturup da düşündünüz mü? Ne anlatılmak isteniyor diye. Hayatımızın içine koyup iyice irdelediniz mi? Aslında her bir kelimesinde anlatılmak istenen tek bir şey var, hayatta kendin için ne istiyorsan onu yaparsın. Ne yaşatırsan, onu yaşarsın. Şimdi düşünün dünyaya geldiğimiz andan itibaren yaşadıklarınızı. Kendiniz için planladığınız kader tamamen yaptıklarınızla yani kendi elinizle size sunulandır.
Atalarımızdan gelen karmalarımızla birlikte, tekamül yolculuğumuzda aldığımız tüm kararlar, yaptığımız tüm tavır, davranışlar, gösterdiğimiz tepkiler, yaşadığımız tüm deneyimler aslında sadece ve sadece bize aittir. Doğumdan ölüme kadar geçen süre içerisinde, edindiğimiz tüm kimliklerde, pozitif ve negatif tüm yaşanmışlıklar hepsi sadece bize aittir. Misyonlarımızın, karşımızdaki insanlara kattığı değerlerin ve öğrenimlerin hayatımızdaki yansımadır edindiklerimiz.