Yasemin Özcan’ın Islak Zemin başlıklı kişisel sergisi, pratiğinde seramik, fotoğraf, metin, video, ses ve performans gibi farklı mecra ve malzemelere yer veren sanatçının yeni üretimlerini daha erken tarihli yapıtlarıyla bir araya getiriyor. Küratörlüğünü Eda Berkmen’in üstlendiği Islak Zemin sergisi, 19 Eylül’den itibaren Arter’in giriş kat galerisinde ziyaret edilebilir.
Arter’in yeni sezon programında yer alan Yasemin Özcan’ın Islak Zemin başlıklı kişisel sergisi, insanın toprakla, hatırlamanın dille, otobiyografinin kurguyla ilişkisi üzerinden nesiller arası aktarım, göç ve kimlik inşası konularına odaklanıyor. Sergi, sanatçının Arter’deki galeri mekânı için ürettiği yeni eserlerini daha erken tarihli yapıtlarıyla bir araya getiriyor.
Toprak, sergiye bir yapı malzemesi ve kültürel aktarımın bir metaforu olarak sirayet ediyor. Sergide yer alan yapıtlar, toprağın kullanım ve dolaşım metotları açısından çeşitliliğinin altını çizerken, malzemenin yolculuğu ve dönüşümüyle, insanın kurguladığı dil, kimlik ve ilişkilerin evrimi arasındaki paralelliği açığa vuruyor. Çalışmalarında gündelik imgeleri ve nesneleri mercek altına alan ve ufak müdahalelerle başkalaştıran Özcan, ailesinden devraldığı Alevi geleneğine referanslarla kıymet bilmenin, yas tutmanın, iz bırakmanın ve doğadaki döngüsel süreçleri kabulün farklı yöntemlerini görünür kılıyor.
Sergiye ve Yasemin Özcan’ın bu bağlamda ürettiği geniş ölçekli yerleştirmeye adını veren “ıslak zemin”, sanatçının taşınacak yeni bir ev ararken emlakçılardan sıklıkla duyduğu bir tabir. Mutfak ve banyo benzeri suyla temas eden alanlar için kullanıldığı gibi kaygan ve tekinsiz alanları da imliyor. Miras, aktarım, hafıza, kentleşme ve modernleşme gibi kavramlara kurgusal anlatılar üzerinden düşünsel ve mizahi bir yaklaşım sunan Islak Zemin sergisi, kırılganlığın kabulüyle umudu yeşertmenin imkânlarını araştırıyor.