Kumru Köseler, öncelikle dünyadaki bütün çocuklar benim diyen bir anne. İngiltere ve Kanada’da davranış bilimleri eğitimi alan ve spiritüel bir rehber ve Davranış Bilimleri Uzmanı. Tüm dileklerin gerçek olabileceğine inandığı, sevgiyle kendi niyetinizi de ekleyebileceğiniz ‘Sihirli Dilek Defteri’ adlı kitabını, yeni yılın ilk günlerinde çıkaracak olan Kumru Köseler’i Akmerkez’deki ofisinde ziyaret ettik.
Kumru Hanım öncelikle bize kendinizi anlatır mısınız?
Çok genç yaşta içimdeki mistik gücü keşfettim. Eğitimimi de bu yönde almak amacı ile Breyer State (İngiltere) ve Kanada York Üniversitesi yönetim ve davranış bilimlerini seçtim ve mezun oldum. Ayrıca branşımla ilgili kendimi daha da geliştirebilmek adına, sertifika programlarına katılarak sertifikalar aldım. Bir rehber ve Davranış Bilimleri Uzmanı olarak, yaptığım çalışmalarla mistik bilincimi en üst seviyeye taşımaya devam ediyorum.
Bugün ne düşünürsem kendime çekebilen, niyet enerjisini kullanabilen, hissettiklerini yaşayan, karşısındaki insanları görmeden sadece düşünce yolu ile içinde bulundukları durumları hissedebilen ve sayısız danışanla harika işlere imza atan, pozitif yönde hayatların değişimine vesile olabilen spiritüel bir rehber ve Davranış Bilimleri Uzmanıyım.
Bu mesleği seçmemdeki en önemli sebeplerden biri, bilincin küçük yaşta şekillenmesi ve bunun tüm hayatımıza olan etkisi. Amacımız, bilincimizin sağlıklı ve sevgiyle oluşmasını sağlamak, çocuklarımızın gelecekteki yaşamlarında çok daha mutlu bireyler olarak hayatlarına devam edebilmelerine vesile olmak.
Sizce insan hayatının temeli nedir?
İnsan en çok yuvasında bulur kendini. Bir evi yuva yapan, içinde yaşayan insanlardır. Yuva demek, bir masa etrafında toplanmak, soğuk kış günlerini sohbetlere eşlik eden mis gibi demlenmiş çayın yanında, şen kahkahalarla ısıtmak demek. Evinin kapısından geçerken, olmadığın tüm kimlikleri kapının dışında bırakmak ve seni sen olduğun için sevenlerin yanında var olmak demek.
Yuva insanın sığınağıdır
Yuva içindeki çocuğun özgürlüğünü ilan ettiği, çırılçıplak, maskesiz kaldığı aidiyetlik hissettiği tek yerdir. Her şey yuvada, yani yuvayı yuva yapan ailede başlar. Tüm bilinç dışı kodlarımız, travmalarımız bugün bizi biz yapan ne varsa ailede başlar. Hani olur ya zaman zaman sebebini bilmediğimiz duygular kaplar içimizi. Bazen bir koku, bir ses geçmişe götürür bizi. İşte bu anlam veremediğimiz tüm duyguların kaynağıdır yuva.
Peki, yalnız yaşayan insanlar için ne diyebiliriz?
Hepimizin temelinde mutlaka birlikte büyüdüğü, temel ihtiyaçlarının karşılandığı, bakımını üstlenen aile olarak gördüğü kimseler vardır. Tabi ki hepimiz için şartlar eşit değil. Hayat hepimizin karşısına farklı senaryolar çıkarıyor. Maalesef bazılarımız anne babalı, kardeşli sıcacık bir evde büyümedik. Ama ne olursa olsun insanın içinde var olan gücü, kendisine kodlanan bilinç dışı, hasarlı hatıraları tecrübe edinerek, geleceğine pozitif yönde etki etmesini sağlayabilecek kadar büyüktür.
Aynı kandan olmasak da hepimizin içinde, bu benim ailem deyip seçtiği insanlar vardır.
Hayatımızı sizce kendi seçimlerimiz mi belirler?
Ben öğretilen hayatları yaşadığımıza inanıyorum. Doğduğunuz andan itibaren nasıl bir insan olacağınız, ne iş yapacağınız, hangi takımı tutacağınız, en sevdiğiniz yemekler bile kodlanmaya başlıyor. Hatta içinde doğduğunuz ev, nasıl bir anne veya baba olacağınızı bile etkiliyor. Onun içindir ki maalesef hayatımızı, kendi seçimlerimiz belirlemiyor. Daha bununla da bitmiyor bir de atalardan gelen karmalar miras kalıyor ve sen seçim yapmak şöyle dursun, her gün bir engelle karşılaşmak zorunda kalıyorsun.
Atalardan gelen karmalardan bahsetmişken, bunu biraz açar mısınız?
Tabi ki. Özetle anlatmak isterim. Mikro düzendeki aile, ata, soy kavramını, makro düzende enerji akışı olarak kabul edebiliriz. Dolayısıyla ruh, bu yaşamda seçtiği ailesinin soyunun üzerindeki pozitif aktarımları ve varsa negatif tesirleri de – yani karma yükünü de- alarak dünyaya gelir. Bu durum atalardan gelen karma aktarımını arındırmamızı gerektirir.
Bu karmadan kurtulmak mümkün müdür? Yapılması gerekli çalışmalar için bu konuda insanlara destek veriyor musunuz?
Tabi ki mümkün. Birçok danışanımla atalardan gelen karma bağlarını sevgiyle kesme, arındırma çalışması yapıyoruz. Ancak bu konu her insan için farklı çalışmalar gerektirir. Danışanlarımızla yaptığımız çalışmaların çok fayda sağladığını gözlemledik. Bu konuda destek almak isteyecek kişilerin iletişim kurmaları yeterli…