Deneyimli görüntü yönetmeni Önder Şengül’ün yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi “Balinanın Bilgisi”, 8 Ekim Salı akşamı Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali galasında dünya prömiyerini gerçekleştirdi! Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alan filmin gösteriminin ardından yönetmen ve senarist Önder Şengül, başrol oyuncuları Özge Cevher Yüksel ve Şamil Kafkas, ortak yapımcı Enis Özkul ile teknik ekip, festival izleyicisiyle buluşarak onların sorularını yanıtladı. Muğla’nın bir dağ köyünde yaşayan hamile bir kadın ile köyün muhtarı ve onun ailesi arasındaki gerilime odaklanan film, bir kadının, doğanın yardımıyla kendi gücünü keşfetme yolculuğunu anlatıyor. Çoğu kırsala yerleşmiş sinemacılardan oluşan bir ekiple ve çok az teknik ekipmanla Muğla’da çekilen “Balinanın Bilgisi”nin başrollerini ise, ilk kez uzun metraj ve başrol tecrübesi yaşayan Özge Cevher Yüksel ile tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Şamil Kafkas paylaşıyor.
“Balinanın Bilgisi”, 2001’den bu yana sinema ve dizi dünyasında aktif olarak çalışan, ödüllü film ve dizilerde görüntü yönetmenliği yapan Önder Şengül’ün ilk uzun metraj filmi. Şengül’ün doğa ve kadın temaları odağında hem senaryosunu kaleme aldığı hem de yönetmen koltuğunda oturduğu film, 5-12 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleşen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında ilk kez seyirciyle buluştu.
Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın12 finalisti arasında yer alan “Balinanın Bilgisi” filminin ekip katılımlı galası 8 Ekim 2024 Salı akşamı Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda gerçekleşti. Gösterime katılan Önder Şengül, Özge Cevher Yüksel, Şamil Kafkas, Enis Özkul ve teknik ekip, gösterimin ardından seyircilerin sorularını da yanıtladı. Festival seyircisinden olumlu tepkiler alan filmin diğer gösterimleri ise 9 Ekim 2024 Çarşamba günü 14.15’te Migros AVM Paribu Cineverse Salon 8’de ve 10 Ekim 2024 Perşembe akşamı 21.30’da ÖzdilekPark Antalya Cinetime Salon 2’de gerçekleşecek.
Önder Şengül, yıllar önce hikâyesini dinlediği bir Yörük kadınından ilham alarak yazdığını söylediği senaryoyu eko-feminizm ve alegoriyle harmanlıyor. Doğanın da tıpkı kadın ve toplum gibi erkek egemen kültürün baskısı altında olduğunu ifade eden yönetmen, eril ile dişili dengeye oturtarak yaşama ve doğaya yeniden bir uyum getirmenin yolu olduğunu; insanın, içindeki gücünü doğanın yardımıyla keşfetmesi ve ortaya çıkarmasıyla bu yolun açılabileceğini vurguluyor.