1997 yılında Türkiye’de ilk defa ray dolap projelendirmeye ve üretmeye başlayan firmamız, zevkinize ve ihtiyaçlarınıza cevap verecek projeler üretiyor
Yaşar Öner, müteahhitlik yapan varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen ancak 8 yaşından itibaren hem çalışıp hem okuyarak kendi parasını kazanan biri. Kuruyemişçide çıraklık yaparak başlamış iş serüveni, 16 yaşında halk pazarlarında dükkan açmış. 18 yaşında buradan kazandıkları ile orman ürünleri ticaretine başlamış. 24 yaşında Ohio’dan tomruk ithalatı yapan Bir girişimci…
Türkiye’nin ilk ray dolaplarını yapan Metin Akpınar, Ray Dolap’ın Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Öner ile Ayazağa’daki Skyland Hom’da bulunan mağazasında buluştuk. Çocuk yaşta başladığı iş yaşamından bugüne ve gelecek hedeflerine dek keyifli bir röportaj yaptık.
Müteahhit bir babanın oğlu olmanıza rağmen 8 yaşında çalışmaya başlamışsınız. İlkokul çağında sizi çalışmaya iten faktör ne oldu?
Beni çalışmaya babam teşvik etti. O zaman Levent’te oturuyorduk. Levent’te otobüse binip Eminönü’ne gidiyordum. Eminönü’nde sabah 6 buçukta bindiğim otobüsün şoförü; “Son durak geldik, uyan evlat” diyerek şoför uyandırıyordu beni. Hafta sonlarında, yarı yıl tatillerinde ve yaz tatillerinde babam beni çalışmaya gönderiyordu. Ama yaşım biraz daha ilerledikçe babamın ne kadar doğru yaptığını anladım. İş hayatını, disiplini ve ticareti o yaşlarda öğrendim.
Sonrasında genç yaşta kendi işinizi kurmuşsunuz. Biraz anlatır mısınız?
16 yaşıma geldiğimde ablamın üzerine bir şirket kurarak sabit halk pazarlarında yağ ve baharat satıyordum. İlk Kurtuluş’ta, sonra Harbiye’de, Şişli’de, Seyrantepe ve Sanayi Mahallesi’nde dükkân açtım. Ben bu dükkanları 1,5 sene çalıştırdıktan sonra iyi bir paraya devrettim. O dönem babamın sektöründe mi devam edeyim diye düşündüm. Bir deneme yaptım ama İnşaat, toz, toprak bana göre değildi. Ağaca, ormana merakım vardı ve bu şekilde orman ürünleri ticaretine girdiğimde 18 yaşındaydım…
Mobilya imalatçılarına kereste, tomruk gibi orman ürünleri satmaya başladım. Ben babamdan ayrı kendi işimde ne kadar yükselebileceğimin hesabını yapıyordum. O dönem üniversitelerde devamlılık zorunlu değildi. İş konusunda daha rahattık ama sonrasında zorunlu hale geldi. O dönemde hem ticaret yapıp, hem de okuluma devam ederek İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldum.
Metin Akpınar Ay Dolap’ın da eminim ilginç bir hikâyesi var, anlatır mısın?
1997 senesinde Metin Akpınar Aydolap firması benim müşterimdi, orman ürünleri satıyordum. Firma adı da ilk kuran arkadaşın adından geliyor. Ama sanatçı Metin Akpınar ile hiç alakası yok sadece isim benzerliği var. Bir ara bana ortaklık teklif etti, ben de kabul ettim. O zaman Atatürk Caddesi’nde 45 metrekarelik bir dükkândı. Türkiye’de ilk ray dolabı biz yaptık o dönem. Sonrasında bir reklam kampanyasına girdik. İlk reklamlarımızı Hürriyet Gazetesi’nde 2004 yılında vermeye başladık. Bu reklamlar bize ivme kazandırdı. İsmin de çok etkisi oldu tabi ki. Birçok müşteri gelip “Burası Metin Akpınar’ın mı?” diye sorardı. “Hayır değil ama kendisi de bizi iyi tanır, iyi bilir.” derdik. Hatta Metin Akpınar müşteri de gönderirdi bize.
Kurucu arkadaşımla 2014 yılında ayrıldık. Metin Akpınar Ay Dolap’ı, 11 iş kolunda isim haklarıyla beraber bütün haklarıyla birlikte benim oldu. Ray dolap haricinde giyinme odaları, yatak odası, çalıma masaları, kitaplık, köşe dolap ve diğer ürünler ile Türkiye’de bilinir bir marka haline geldik.
Ortağınız ayrıldıktan sonra tek başına böyle bir markanın sahibi olmak nasıl bir durum?
Aslında çok iyi hissetmedim tek başına sahibi olunca. Bu işler tek başına yapılabilecek işler değil. Muhakkak güvenip arkanı yaslayabileceğin en az 2 kişinin olması lazım. Çünkü 2 bin kalemi bir araya getirip bir ürün üretiyorsunuz. Bunun takibi var, pazarlaması var, satışı var, imalatı var, teslimatı var. Ben sattım bitti demekle olmuyor. En son bunun montajı var. Bunları takip etmek lazım. Takip etmezsen iyi yapamazsın.
Başarınızı neye borçlusunuz?
Çok çalıştım. Her şeyi takip ediyorum. Ben hem alaylıyım hem okulluyum. İkisini bir yapınca iyi bir işletmeci oluyorsunuz. İnsan tanımayı biliyorsunuz. Sosyal ilişkiler çok önemli. Türkiye’de hala ikili ilişkilerle ticaret yürüyor. Yoksa mağazaları açıp beklemekle olmuyor bu işler.
Metin Akpınar Aydolap’ın özelliği nedir?
Türkiye’de ilk ray dolap yapan firmayız. Kişiye özel, tamamıyla ölçüye dayalı bir sistem. Bunu zaman zaman büyük firmalar da denedi ama olmadı, yapamadılar. Çünkü kolay bir iş değil. Operasyonu yönetmek için mimar lazım, teknik eleman, ölçücü olması lazım, mağaza satışının olması lazım. Bunları bir mağazaya herkes kolay kolay koyamıyordu.
Biz her mağazada hem beyaz yakalı, hem teknik eleman çalıştırarak bu noktaya getirdik. Bir de biz dünyada hangi yenilik varsa anında bunu aldık Türkiye’ye getirdik. Ben dünyadaki bütün fuarları gezerim. Aksesuar fuarlarına giderim, orman ürünleri fuarlarına giderim, mutfak fuarlarına giderim. Burada yeni ne çıkmışsa anında Türkiye’de uygularım.
Kuruluşundan buyana Metin Akpınar Aydolap’ın felsefesi, kendi tasarım ve üretim yöntemlerini geliştirerek, iç ve dış pazarda kaliteli, güvenilir ve rekabetçi yerini korumak ve geliştirmek olmuştur.
Fabrikamızda Kişiye özel üretimin yanı sıra, bilgisayar destekli (CNC) üretim tezgahlarımızda konut, otel, iş yeri gibi yüksek metrajlı proje taleplerini de kısa sürede karşılayabiliyoruz. Önemli olan sattığınız ürünün arkasında durabilmek, sizi aradıklarında en geç 24 saat içinde müşteriye servis hizmeti verebilmek. Biz bunu başardık.