Kadın, yalnızca bir beden değil; yaratanın sonsuz hikmetinin, ilahi sezginin ve doğanın en büyük mucizesinin yeryüzündeki tezahürüdür.
O, varoluşun taşıyıcısı, yaşamın doğurganı, şifanın ve bilgeliğin kaynağıdır. Tarih boyunca kadının içsel gücü bazen yüceltilmiş, bazen bastırılmış, ama hiçbir zaman yok edilememiştir. Çünkü kadın, yaradılışın özüdür; yer, gök ve ruh arasında köprü kuran mistik bir varlıktır.
Kadın ve Doğanın Döngüsü
Kadın, toprak gibidir. Tıpkı toprak gibi doğurur, besler, büyütür ve dönüştürür. Her kadının ruhunda bir bahar, bir kış, bir fırtına, bir güneş saklıdır. Ayın evreleri nasıl ki denizleri etkiliyorsa, kadın da kendi ritmiyle evrenin enerjisine uyum sağlar.
Kadın, ay gibidir. Büyüyen, küçülen, bazen ışığını saklayan ama hiçbir zaman tamamen yok olmayan…
Ay döngüsü ile uyum içinde olan bir kadın, sezgisel gücünü keşfeder ve içindeki mistik bilgeliğe kulak verir. Kadın sadece hayat vermekle kalmaz, aynı zamanda yaşamın ruhunu taşır.
Kadın, ateştir; Yakıcı bir güçle sever, korur ve mücadele eder. İçindeki sezgi ateşi, ona görünmeyeni gösterir, söylenmeyeni duyar hale getirir. Kadının duası, niyeti, sesi, dalgalar gibi yayılır ve evrenin yasaları içinde karşılık bulur.
Kadının Ruhsal ve Şifacı Gücü
Kadın, yaradılışın şifa enerjisini taşır.
Bir annenin dokunuşu, bir dostun sesi, bir sevgilinin bakışı, ruhu iyileştiren en büyük ilahi armağanlardan biridir. Kadın, ruhtan ruha şifadır. Onun sözleri, kalbinde taşıdığı sevgi ile yankılanır. Ellerinden iyileşme, gözlerinden anlayış, ruhundan huzur akar.
Bu yüzden tarihte şifacı kadınlar, bilge kadınlar, kahinler ve bilginler her zaman bir kadının sezgisinden destek almışlardır.
İlahi feminen enerji, yani dişil enerji, evrenin yumuşak ama güçlü, koruyucu ama dönüştürücü yönüdür. Kadın, doğası gereği bu enerjiyi taşır ve onunla çevresine denge getirir.
Kadının Sezgisel Bilgeliği ve Evrenle Bağı
Kadın, sezgidir. Evrenin titreşimlerini hisseder, söylenmeyeni duyar, görülmeyeni görür. Bir kadının kalbi, yalnızca kendi yolunu değil, çevresindekilerin de yolunu aydınlatır.
İlahi mesajları alabilen, sezgileriyle yön bulan kadın, kendisini keşfettiğinde dünyayı değiştirecek güce sahip olur.
İnsanlık tarihine baktığımızda, anaerkil toplumlarda barış, refah ve doğa ile uyum ön plandayken, kadın enerjisinin bastırıldığı dönemlerde savaşlar ve kaos artmıştır. Çünkü kadın, doğası gereği birleştirici, bütünleştirici ve iyileştiricidir.
Bugün, modern dünyada kadın gücünü yeniden keşfetmeye, kendi sezgisine, bilincine ve mistik yaradılışına dönmeye başlamıştır. Bir kadının içindeki bilgeliği fark etmesi, yalnızca onun hayatını değil, çevresindeki herkesin kaderini de değiştirebilir.
Kadın: Işığın Yeryüzündeki Temsilcisi
Kadın olmak, sırların taşıyıcısı, bilginin koruyucusu ve ışığın yeryüzündeki temsilcisi olmaktır. Kadın, kendini bulduğunda;
• Evinin bereketi olur.
• Toplumun denge noktası olur.
• Dünyanın şifa kapısı olur.
Kadın gücünü bastırmaya çalışan tüm sistemlere rağmen, kadın kendi içsel ışığını keşfettiğinde onu hiç kimse karartamaz.
Bu yüzden, bugün ve her gün kadınların mistik gücünü, ilahi ışığını ve eşsiz varlığını onurlandıralım.
Kadının gerçek gücü, kendini tanımasında, sesini yükseltmesinde ve sezgisini takip etmesindedir. Bugün ve her gün, içindeki bilgeliği hisset!
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun!
